9 Mart 2010 Salı

TEKSTİLİN GELECEĞİ “NANO”DA


Akıllı-teknik tekstil ürünleri sağlıktan yiyeceğe, inşaattan otomotive, kozmetikten altyapı sektörüne, dekorasyondan hazır giyime, tarımdan ambalaja ve spor ürünlerine kadar birçok alanda kullanılıyor.

Leke ve ter tutmama, su geçirmeme, ateşte yanmama gibi özellikleri ile akla gelen bu ürünler, havadaki ısı değişikliklerine göre vücuda serinlik ve sıcaklık hissi verebiliyor.

Bazı giysiler 24 saat boyunca nabız, tansiyon, kalp atışı gibi yaklaşık otuz yaşamsal göstergeyi doktora veya sağlık merkezine gitmeye gerek kalmadan ölçebiliyor.

Bazı çarşaflar kalp atışlarını dinlerken bazıları da oda sıcaklığına göre renk değiştirebiliyor. Büyük miktarda enerji ve zaman tasarrufu sağlayan akıllı kumaşlar, tekstilciler tarafından birkaç yıl sonra müşterilerin vazgeçemeyeceği ürünler olarak değerlendiriliyor.

İlk insanlar Adem ve Havva’nın giysileri birer incir yaprağıydı. Çağlar boyunca korunma, örtünme ve süslenme ihtiyacıyla giysiler üreten/kullanan insanoğlu, “moda”yı keşfettikten sonra tekstilin tanımı da değişmeye başladı.

Doğal elyafın yeterli olmadığı geride bıraktığımız çağda, insanoğlu sentetik elyafı kullanmaya başladı. O da yetmeyince teknik tekstil ve akıllı tekstil gündeme girdi. Geçmişte, fiyat, model ve kalite ön plandayken şimdi konfor, pratik fayda ve sağlık öne çıkıyor. Geleceğin tekstil ürünleri piyasasını, bu beklentileri karşılayan çok fonksiyonlu tekstil ürünlerinin oluşturacağını şimdiden söylemek bir öngörü değil, bir gerçek...

Geleceğin tekstil ürünlerini hayata geçirecek teknoloji ise Yunanca’da “cüce” anlamına gelen “nano”da gizli.

Dördüncü sanayi devrimi olarak isimlendirilen nano teknoloji yapılan ürünler; tekstil, boya, sağlık ve sanayinin diğer guruplarında da devrime yol açacak özellikler taşıyor.

Peki nano ne demek?

Geleceğin tekstillerini üretecek olan nano teknolojiden ve nano tekstilden bahsetmeden önce nano kavramını açıklamakta fayda var.

Nano=cüceYunanca’da “cüce” anlamına gelen “nano”, metrenin milyarda birini ifade ediyor. Daha doğru bir anlatımla nano, bir fiziki büyüklüğün milyarda biri demek. Nano teknoloji ise bir ile 100 nanometre boyutlarındaki malzemelerin anlaşılması, kontrol edilmesi, atomsal seviyede değiştirilmesi ve işlevsel hale getirilmesi olarak tarif ediliyor.

Nano teknoloji, fizik, kimya, biyoloji, matematik, bilişim teknolojileri ve malzeme bilimi arasında disiplinler arası bir saha olarak gelişiyor ve neredeyse hayatın her alanında bir kullanım alanı buluyor. Örneğin; kolay kirlenmeyen kumaşlar, kir tutmayan camlar, fotosentez yapabilen nano partiküller, nano yalıtım malzemeleri, yakıt harcamasını düşüren donanım, bakteri üremesini engelleyen boyalar, uçak ve uzay sanayisinde kullanılan çok hafif ve dayanıklı kaplamalar, savunma sanayisinde kullanılan kurşun geçirmez, yanmaz ve ortam rengine uyum sağlayabilen kumaşlar, nefes alabilen ancak su geçirmeyen kumaşlar, yakın gelecekte üretilmesine kesin gözüyle bakılan ve giyenin sağlık bilgilerini sağlık kurumlarına anında iletecek olan elbiseler vs. nano teknoloji sayesinde hayatımıza giren gelişmelerden en çok bilinenleri.

Ekonomistler, nano teknolojinin yeni bir sanayi ve bilgi devrimi olarak 21. yüzyıla şimdiden damgasını vurduğunu söylüyor.

Yakın bir gelecekte, ülkelerin nano teknoloji seviyeleri, ülkenin gücünün bir göstergesi olarak görülebilir. Belki de bu yüzden gelişmiş ülkelerin nano teknoloji yatırımları milyar dolarlarla ifade ediliyor.

Nano teknoloji araştırmalarına en çok pay ayıran ABD’nin 2015’de nano teknoloji ürünlerinin satışından üç trilyon dolar kâr elde edeceği öngörülürken, yine ABD ve İngiltere’nin tüm tekstil üretimini nano tekstile kaydıracağı söylemleri artıyor.

Çin’in ise bir milyon nano teknoloji uzmanı yetiştirmeye başladığı artık gizli bir bilgi değil.Tekstilde nano teknoloji uygulamalarıTekstil sektörü, uzunca bir süredir durgunluk yaşıyor.

Sektörün sürekli olarak kan kaybettiği Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın geçtiğimiz ay açıkladığı “Bursa’nın 250 Büyük Firması” araştırması da benzer bir sonucu işaret ediyordu. YTL’nin değerlenmesi, artan maliyetlerin yanı sıra kotaların da kaldırılmasıyla Çin ile rekabet şansını yitiren tekstil sektörü, bir süredir daha kârlı olan teknik/akıllı ürünlere yönelmiş durumda. Yakın geçmişe kadar bir elin parmakları kadar firmanın üretim yaptığı nano tekstil pazarında, bugünlerde 200’ün üzerinde firma faaliyet gösteriyor.

Akıllı tekstiller, yukarıda da kısaca örneklediğimiz gibi, taşıdığı kimyasallar sayesinde bir kumaştan çok daha fazla özelliğe sahip olması ile farklılık yaratıyor. Bu nedenle de dünyanın pek çok ülkesi tekstil üretimlerini bu kanala yönlendirmiş durumdalar.

Bu yönelişin ardından “Avrupa ve Amerika’da tekstil ölüyor ya da doğuya kayıyor. Türkiye’nin de sonu kaçınılmaz” yorumları, ortaya çıkan ciro rakamlarıyla inandırıcılığını kaybetmiş durumda. Çünkü tüm AB ülkelerindeki tekstil istihdamıyla aynı sayıda istihdama sahip olan ve dünyanın en büyük tekstil üreticilerinden olan Türkiye tekstil ve konfeksiyon alanında 25 milyar Avro ciro gerçekleştirebilirken, AB’nin cirosu ise bizim sekiz katımıza ulaşmış durumda.

Günümüzde dünya tekstil ve hazır giyim pazarı 450 milyar dolar civarındadır. Teknik tekstiller ise bu pazarın yaklaşık dörtte birini, yani 100 milyar dolarını oluşturuyor. Ancak yapılan projeksiyonlar, teknik tekstil pazarının 2010 yılında 125 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağını öngörmekte. Üretici ülkelere gelirsek; üretim bilgisine sahip olanlar ABD, Hollanda, İngiltere, Almanya ve Fransa’dır.

İplik kumaş, giysi ve diğer ürün üreticileri ise Hindistan, Çin ve Türkiye’dir.

Yine nano teknolojiler, nano lişer ve nano teknolojik terbiye işlemlerinde ise Hindistan, Tayvan, Çin ve Türkiye önde gelen ülkelerdir.

Güney Amerika, özellikle de Brezilya, önemli bir teknik tekstil merkezi olma yolunda ilerliyor.

Bu alt sektöre yatırıma 90'lı yıllarda başlayan bölgedeki ülkeler bugün talebin yüzde 70'ini karşılar hale geldi. Teknik tekstilin genel tekstil içinde payı Avrupa'da yüzde 20, Almanya'da ise yüzde 40. Japonya toplam lif tüketiminin yüzde 45'ini, Çin toplam lif tüketiminin yüzde 37'sini teknik tekstilde gerçekleştiriyor.

AB ülkelerinde konvansiyonel tekstil ürünleri üreten işletmeler cirolarının yüzde 2-3'ünü, özel (çok fonksiyonlu, interaktif, yüksek performanslı) tekstil ürünleri üreten işletmeler de yüzde 8-10'unu ar-ge ve ür-ge'ye ayırıyor.Hemfikir olunan tek konu: Ar-ge’nin gerekliliğiUluslararası piyasalarda ucuz iş gücü avantajıyla karşısına çıkan Çin'le girdiği rekabette oldukça yıpranan Türk tekstili için kurtuluşun, bilim ve teknolojiden geçtiğini artık herkes dillendiriyor. Fakat Türk tekstil sektörünün zayıf yanlarının en başında ar-ge çalışmalarının yetersizliği geliyor. Avrupa başta olmak üzere Amerika'daki tekstil sektörü, konvansiyonel tekstil ürünleri üretimini bilinçli olarak terk edip, yüksek getirisi olan ve yoğun bir rekabetin yaşanmadığı yüksek performanslı teknik tekstil ürünleri üretimine yöneliyor.

Tekstilde Çin gibi ülkelerle rekabeti bırakan Avrupa ülkelerinin, yeni stratejisi ise teknik tekstiller üretmek. Çin, Hindistan, Pakistan gibi üreticilerin mevcut imkanlarıyla teknik tekstilde ABD ve Avrupa ile rekabet etmeleri mümkün gözükmüyor.

Ar-ge’nin önemi Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu, bilgi yoğun ürünlerin üretiminde söz sahibi olabilmek için, ilk iş olarak, Türkiye’de bu ürünlerin araştırılıp geliştirilmesini sağlayabilecek altyapının oluşturulması ve ar-ge uzmanlarının yetiştirilmesinin önemine vurgu yapıyor; “İyi eğitilmiş insan gücü, üstün ar-ge ve ür-ge yetenekleri ve yenilikçiliğin, tekstil sanayisinin zayıf yönleri içinde değil, güçlü yönleri arasında yer alması sağlanamadığı takdirde, uzun vadede bu sanayinin rekabet gücünü sürdürebilmesi neredeyse imkânsızdır.”

Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Rıfat Alpay ise

Bu işin temelinde ar-ge vardır aslında. Bizim tekstilcilerimiz ar-ge yapabilir durumdalar, o potansiyel mevcut ama tekstil sektöründe ar-ge yapılmıyor. Tekstilde teknoloji sorununu hallettik ama insani boyutta sorunlarımız var, yani o teknolojiyi kullanarak ar-ge yapacak bilince erişemedik. İhtiyacımız olan ar-ge hamlesidir. Bunun için de işin başındaki yöneticilerin, CEO’ların, kararlarını bu yönde vermeleri gerekiyor. Yetişmiş personel var, teknolojimiz var, ar-ge’nin nasıl yapılacağını da biliyoruz ama bir türlü o ar-ge işini yapamıyoruz” diyerek ar-ge’nin önemine vurgu yapıyor.

Tekstilde son durumTürkiye’nin tekstil sektörü, uzunca bir süredir, küresel rekabetin etkilerini en çok hisseden ancak buna rağmen hâlâ en fazla ihracat girdisi sağlayan sektörlerinden biri.

Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) verileri, 2006 yılında Türkiye’den toplam 19,7 milyar dolar değerinde tekstil ve konfeksiyon ihracatının yapıldığını ve 2005’e kıyasla ihracat rakamlarında yüzde 4 artış gerçekleştiğini ortaya koyuyor. 2007 yılının ilk sekiz ayında ise, bir önceki döneme göre, tekstil ve konfeksiyon ürünlerindeki ihracat rakamları; tekstil (elyaf, iplik ve kumaş) ihracatında yüzde 19, konfeksiyon ihracatında yüzde 16 ve toplamda yüzde 17 oranında artış kaydetti.Akıllı ve teknik tekstillerin kullanım alanları* Nonwovenler (NW-dokusuz yüzeyler): Ev tekstili, mutfak bezleri, çocuk bezleri, hijyenik kadın pedleri, çeşitli amaçlı yalıtım, filtre bezleri vb. Dünyada şu anda beş milyon ton üretilen NW her geçen gün hızla gelişiyor ve artıyor. Türkiye, dünya NW pazarının yüzde 10’u kadarını, yaklaşık 500 bin ton, üretmektedir.* Geotekstiller (Geotek): Havuzların, yeraltı geçiş tünellerinin yalıtım sistemleri, havaalanı inşaatları, doğalgaz boru hatları, dere ıslah ve sulama kanalları, erozyon önleme, çimlendirme uygulamaları, çadır bezi vb.* Tarım Tekstilleri (Agrotech): NW esaslı dokuma çuval bezleri, tohum çuvalları, big bag ve jumbo bag (çimento çuvalları, çimento nakliye “sling”leri).* İnşaat Tekstilleri (Buildtech): Duvarlarda kullanılan NW esaslı dokuma bezleri, duvar sıvalarında yüzey altı bezleri, bina tavanlarında ve temellerde kullanılan su-ısı-ses yalıtım bezleri; cam binaların, otomobil, otobüs vb. araçların dış yüzeylerine kir toz tutmayan film ya da kimyasal kaplamalar.* Koruyucu Tekstiller (Protech): Çok katmanlı, nefes alabilen koruyucu kumaşlardan askeri giysiler, itfaiye/yangınla mücadele amaçlı yanmaz giysiler, UV koruyucu röntgen teknisyenleri için giysiler, tarım ilaçlama koruyucu giysileri, eldivenler, ayak koruyucu dokuma ve NW bezler gibi malzemeler.* Tıbbi Tekstiller (Medtech): Çok kullanımlı ya da tek kullanımlık hastane yatakları, çarşaşarı, maskeler, eldivenler, operatörlerin, ameliyat ekibinin kan itici, su-kir itici giysileri, antibiyotik, antifungal içerikli iç çamaşırları, bebek bezleri, hijyenik bayan pedleri, ayrıca çok yüksek teknoloji ürünü yapay damarlar, sonda boruları vb.* Ambalaj Tekstilleri (Packtech): Türkiye dünyanın önde gelen dokuma çuval ve big bag üreticisidir. Tohum çuvalları, çimento çuvalları, slingler, kimyasallar için çuvallar vb. * Endüstriyel Tekstiller (Indutech): NW teknik tekstiller kapsamında filtre bezleri, kağıt keçeler, endüstriyel temizlik ve yalıtım bezleri, ev dekorasyonu, sahne dekorasyonu malzemeleri vb.* Taşıt Tekstilleri (Mobiltech): Taşıtların iç-tavan kaplamaları, paspas ve ses-ısı yalıtım kaplamaları, teknelerin yelken bezleri, yalıtım bezleri, otomobil lastiklerinde kullanılan kord bezleri vb.* Ekolojik Tekstiller (Oekotech): Erozyon kontrolü, su kanalları ve bentler için yalıtım malzemeleri, çevre dostu yüzeyler ve bezler, organik pamuklar, organik tekstiller ve giysiler, doğal renkli pamuklar ve tekstiller vb.* Ev Tekstili (Hometech): NW ve dokuma yatak kaplamaları, yüksek nitelikli bez ve malzemelerden yatak içleri ve yüzleri, yorganlar, çarşaşar, ayakkabı vb. gibi ürün saklama malzemeleri vb.•Spor Tekstili (Sportstech): Kayak giysileri, snowboard ve roller blade giysileri, dağcılık giysileri, sörf-yelken-yüzme sporlarına ait giysiler ve malzemeler; yazın serin, kışın soğuk havalarda ise ince giysilerle vücudu ılık tutabilen, vücut terini atan ve nefes alabilen, çabuk kuruyan sağlıklı ve konfor sağlayan sportif ya da gündelik giysiler vb.


Kaynak: Bursa ekonomi

6 Mart 2010 Cumartesi

Grafiker ve Tasarımcı

Grafiker ve Tasarımcı,
eline boş bir kağıt ve kalem alıp,
kendi çizgi ve metinleriyle, içinden gelen ve/ ve ya kendisinden isteneni dışa vurabilendir.
Bu icraatı gerçekleştirebilmek için, kağıt, kalem ve ya bilgisayar gibi enstrümanlar kullanabilir.
Doğaldır ki öncelikli olarak bunun için meziyet gerekmektedir.
Bu meziyete sahip olmayan kişi ise maalesef bilgisayar işçisidir.
Ve yapacağı işi bilgisayarı ve kullandığı program belirler.
Önemli olan bilgisayar işçisi olmak değil, bilgisayarı kendi işçimiz yapabilmektir.

Tuğba Kurt
Grafiker&Tasarımcı