14 Aralık 2010 Salı
MARKA OLABİLMEK ?
“Alanya, Türk turizminin Tursil’idir” demiştim.
Herkes adını bilir; yani en tanınan markadır.
Ama, çok az insan onu satın alır.
Pazar payı giderek azalmaktadır bu yüzden…
Yaratılan yeni markalara sürekli geçilirken, “marka” olmakla övünür.
Marka olmak tek başına bir işe yaramıyor oysa…
Marka olmanın yanı sıra iyi bir imaja sahip olmak da gerek…
Mehmet Ali Dim, Yeni Alanya Gazetesi
12 Aralık 2010 Pazar
DPT ve MPM
İTO Meclis Toplantısı’nda konuşan Başbakan Erdoğan,Türkiye ekonomisinin tarihinde ilk kez dört yıl üst üste büyüdüğünü söylerken, büyümenin ‘sanal’ olduğunu söyleyenlere, “Rakamlara bakan sağlıklı büyümeyi görür” yanıtını verdi. Diğer yandan Erdoğan, TOBB Başkanına da daha önce bir başbakanla bu kadar sık bir araya gelip gelmediğini sorduğunu, aldığı yanıtın ‘hayır’ olduğunu belirtti.
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ise şunları söyledi: “Türkiye’de en önemli sorun istihdam. Yapısal reformların sürdürülmesini, kayıt dışı ekonomi, sağlık, eğitim alanlarında değişim rüzgarlarının devam etmesini istiyoruz.”
Görüldüğü veya düzeltiyorum okunduğu üzere herkes memnun gidişattan. Herkesin elinde bir takım rakamlar çoğu bizden olmayan bizim olmayan yani IMF’nin, Dünya Bankası’nın ve çoğu ABD kökenli ulusal araştırma şirketlerinin verileri!
Peki makalenin başlığında yer alan kısaltmaları hiç merak edenimiz var mı içimizde?
Ben sizleri yormayayım.
DPT : Devlet Planlama Teşkilatı
MPM : Milli Prodüktivite Merkezi
Bu birimler Süleyman Demirel ve Turgut Özal döneminde ve en son sanırım Ecevit Hükümetinde kullanılan daha sonra özellikle bu hükümet döneminde işlevselliğini yitirdiğini düşündüğüm güzide kurumlarımız.
Devlet planlama Teşkilatı, yapısı itibariyle inanılmaz zengin bir veri tabanına sahip olduğundan doğru ellerde kullanıldığı takdirde kısa, orta ve uzun vade planlamalarla devleti yönetme yetisini elinde bulunduran hükümetin en önemli silahıdır. Bugün dünya bize, bizim adımıza ekonomik anlamda roller biçmekte bizi belli bir kalıba sokmakta ve o kalıp çerçevesinde hareket etmemizi öngörmektedir. İşte kilit kelime budur. Öngörü!
Öngörü işi devlet adına bu hizmeti vermekle yükümlü olan DPT’na aittir!
DPT’nı verimli olarak çalıştırtacak olan da yine bizzat başbakanın kendisidir. Yönetmiş olduğu ülkesinin nerelere doğru gitmesini istiyorsa o konuyla ilgili tüm projeksiyon çalışmalarını yaptırtması mümkündür.
Eğer bu kurum yeterince çalıştırılabilmiş olsaydı; bugün Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi yerine istihdam ve Katma Değer oluşturacak yeni bir sektör Türkiye’ye kazandırılmış olurdu.
Tekstil sektörü emek yoğun bir sektör olup istihdam demektir. İstihdam kelimesini görmemezlikten gelip olaya sadece ciro bazında bakarsanız sanki bu sektörün yerine otomotiv sektörü oturtulmuş gibi gözükebilir ve o zaman ihracat rakamlarıyla istediğiniz gibi oynayabilir, süslü kelimelerle bunları Ulusa Sesleniş programlarında anlatabilirsiniz.
Böyle olmadığı gerek bizde gerekse Almanya’da görülmektedir.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Dünya Ekonomik Görünüm Raporu kapsamında Almanya, ABD ve Japonya’dan sonra üçüncü sıradadır. Gel gör ki Alanya’mıza gelen Alman turistlerde de gördüğümüz üzere bu, dünya çapında tescilli ekonomik büyüklük tabana yani halka yansımamaktadır. Halk mutsuzdur çünkü alım gücü yoktur. Çünkü geçmiş senelere göre fakirleşmiştir. Bunun tek nedeni aynen Sayın Erdoğan’ın da göz ardı ettiği gibi kendi ülkende istihdam yaratmamak, mevcut işadamlarını diğer ülkelerde yatırım yapmaya teşvik etmek.
HALKI GÜLMEYEN BİR ÜLKENİN İKTİDARININ GÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. Onun adı zoraki sırıtma olur.
Diğer taraftan çoğunuzun eminim adını yeni duyduğunuz Milli Prodüktivite merkezi ise tamamen verimlilik kelimesini, işlevini Türkiye’ye öğretmeye ve uygulamaya çalışan yine Ankara’mızın güzide bir kurumudur.
Farkında mısınız Ankara deyip duruyorum. Çünkü Babacan’a katılmıyorum. Atatürk’ün tırnaklarıyla oluşturduğu, yoktan var ettiği Anadolu’nun çorak kasabası olan Ankara’dan Merkez Bankası’nın alınıp İstanbul’a taşınması isteğini hazmedemiyorum!!!!!!!!
Bu kısa ara konudan sonra MPM’ne devam edelim:
MPM ile ilk işbirliğim 1991 yılına rastlar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Planlama Sorumlusu olarak yer aldığım rahmetli Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Sayın Mehmet Küçük’e ait konfeksiyon fabrikasında üretimin verimliliği ile ilgili ters giden bir şeyler vardı çözemiyorduk. Firma göz göre göre zarar ediyordu. Üniversite yıllarından beri dergisini takip ettiğim MPM’ye bir dilekçe yazarak konuyu bildirdim. İnanmayacaksınız bürokrasisinden şikayetçi olduğumuz Ankara’nın bu fevkalade kurumu çok değerli iki mühendisini bir hafta süre ile Kıbrıs’a gönderdiler. Tam 40 sayfalık bir raporu oluşturarak bizlere teslim ettiler.
Hikaye gibi değil mi? Bugün eğer isterseniz bireysel olarak problem gördüğünüz ve ya daha iyi olmasını arzuladığınız işletmeniz için (hangi sektör olursa olsun) MPM’ye müracaat etmeniz yeterli olacaktır.
Sizlere PLANLAMA ve VERİMLİLİK dolu günler diliyorum.
Sabih Samur
Kaynak: 02.10.2006, Yeni Alanya Gazetesi
10 Aralık 2010 Cuma
Trikoda şaşırtıcı yorumlar
Örgüye umulmadık yorumlar katan bir isim 2 Ters 1 Düz markasının sahibi İpek Arnas.
.
.
Kaynak: http://style-boom.blogspot.com/search/label/Sonbahar%2FK%C4%B1%C5%9F%202010
15 Kasım 2010 Pazartesi
Kamuya olan borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin paket
Babacan özetle;
Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılacak kanun tasarısının kapsamını geniş tuttuklarını, tasarıyla uzun sürede taksitli ödeme imkanı sağlayacaklarını söyledi.
Kamu alacaklarının yeniden yapılanmasına ilişkin yasa tasarısı kapsamına maliye, gümrük müsteşarlığı, SGK, il özel idareleri, TEDAŞ (7 özel dağıtım şirketi dahil), TRT, KOSGEB, TOBB ve OSB'lerin girdiğini bildirdi.
Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasarıya göre, vergi alacaklarında 31 Temmuz 2010'dan, SGK primlerinde Haziran 2010'dan önceki dönemin kapsamda olacağını bildirdi.
Elektrik ve su alacaklarında da 31 Temmuz 2010'dan önce ödenmesi gerekenlerin dikkate alınacağını kaydetti.
Tasarının kapsamı
Tasarı kapsamı içerisine giren kuruluşları, Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, SGK, İl Özel İdareleri ile belediyeler, Büyükşehir Belediyeleri ile Su ve Kanalizasyon İdareleri, TEDAŞ, Yurtkur, TRT, KOSGEB, TOBB ile bağlı odalar ve organize sanayi bölgeleri olarak sıralayan Bakan Babacan, "Dikkat ederseniz bu son iki kuruluş kamu sektörü değil, hukuki açıdan ama onlardan bize gelen talepler doğrultusunda biz bunları ekledik. TOBB ve OSB'ler aynı kamu alacakları kapsamında kendi alacaklarının da yeniden yapılandırabilmek istedikleri için kapsama girmiş oldular" dedi.
Babacan, kapsama giren alacakları da şöyle sıraladı:
"Vergiler ve vergi cezaları, gümrük vergileri ve idari para cezaları,sosyal güvenlik primleri ve idari para cezaları, İl Özel İdarelerinin çeşitli harç ve katkı payı gibi bazı alacakları, belediyelerin vergi tarifeden doğan ücret ve su alacakları. Büyükşehir belediyelerinin su ve atık su alacakları, TEDAŞ'IN elektrik alacakları.
Bu arada özelleştirilen 7 elektrik dağıtım bölgesi var. Bu 7 dağıtım şirketi de Enerji Bakanlığımızla yaptığı görüşme uyarınca kapsamına girmek istedikleri söylediği için bunlar da bu kapsama girmiş oluyor. Bunlar hep bu özel kuruluşların kendi rızaları ve talebiyle yapılan çalışmalar. Yurtkur'un öğrenim kredisi alacakları, TRT'nin elektrik payı ve bandrol ücretlerinden kaynaklı alacakları, KOSGEB'in desteklerden kaynaklı alacakları, TOBB ve bağlı odaların oda aidat ücretleri, OSB'lerin elektrik, su, doğalgaz alacakları ile yönetim aidat alacakları..."
Kapsama giren alacakların dönemi
Kapsama giren alacakların döneminin kritik bir nokta olduğunu belirten Babacan, vergiler ve gümrük vergileri açısından 31 Temmuz 2010'dan önceki dönemleri, beyana dayanan vergilerde yine 31 Temmuz 2010 tarihine kadar verilmesi gereken beyannameleri kapsama aldıklarını bildirdi.
Babacan, 2010 yılına ilişkin31 Temmuz 2010 tarihinden evvel tahakkuk eden emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, motorlu taşıtlar vergisini kapsama aldıklarını kaydetti.
Babacan, "Neden 31 Temmuz 2010?" diyerek şöyle devam etti:
"Sosyal güvenlik primleri açısından baktığımızda Haziran 2010 ve önceki aylara ait. Haziran 2010'daki ödeme Temmuz'da yapıldığı için, Haziran 2010'dan önceki aylara ait işlenen ve sigortalılara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası pirimi ve sosyal güvenlik destekleri isteğe bağlı sigortalar ve topluluk sigortalarına ilişkin primler, yaşlılık emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra sigortalı sayılmasını gerektiren nitelikteki kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlarınaylığından kesilmesi veya kendisince ödenmesi gereken sosyal güvenlik destek pirimi.
Sosyal güvenlik kurumunca takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitim katkı payı yine 30 Haziran 2010 tarihine kadar bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primleri 31 Temmuz 2010 tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin idari para cezaları. Elektrik ve su alacakları açısından yine 31 Temmuz 2010 tarihinden önce ödenmesi gerekenler .O da aidatları açısından hazırlanan tasarının yürürlüğe girmesinden önce ödenmesi gereken aidatlar diğer alacakları açısından da 31 Temmuz 2010 tarihind evadesi geldiği halde kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenmemiş olanlar."
Tahsilatların hızlanması sağlanacak
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gecikmiş alacakların yeniden yapılandırılmasının, ihtilaflı alacakların ihtilafına son vererek tahsilatının hızlandırılmasını sağlanacağını belirterek, kanundan önce başlamış inceleme vetazminat işlemlerinin tamamlanması sonucunda tarh edilecek vergiler için de kanundan yararlanma imkanı getirdiklerini bildirdi.
Babacan, şunları söyledi:
"Matrah ve vergi artırımı. Bu önceki kesinleşmiş alacakların tahsili ile ilgili değil, yeni bir konu. Geçmişe yönelik özellikle 2006'dan sonra dönemlere uygulanacak. Stok beyanı ve kayıtların düzeltilmesi yapılandırılan alacakların taksitle ödenmesi vergi borçlarının kredi kartı ile de ödenebilmesi. Süresinde ödenmeyen taksitlerin belli şartlarla ödenmesine izin verilmesi. Varlık barışı kanunu kapsamında bildirim ve beyanda bulunmakla birlikte çeşitli nedenlerle kanunun sağladığı imkanlardan yararlanamayanlara bilahare bazı haklar tanınması."
Bu kanundan nasıl yararlanılacak?
Bununla ilgili kanun çıktıktan sonra vatandaşların öncelikle yazılı başvuruda bulunması ve bununla ilgili devam eden davalardan vazgeçilmesi gerekeceğini açıklayan Bakan Babacan, ödemelerin süresinde yapılmasının önemli olduğunu vurguladı.
Babacan, şöyle devam etti:
"Ödemeler derken cari yükümlülüklerin. (Ben eski borcumu yapılandırayım,yeniden borç takayım), böyle bir şey yok. Yani vergi ödemeleri günü gününe tam yapılacak ve bu kanundan yararlanılacak. Eğer vergi ödemelerinde bir aksama olursa, o zaman bu kanunun verdiği imkanlar ortadan kalkmış oluyor. Tekrardan yüksek alacaklara dönmüş oluyoruz. Bu önemli bir ayrıntı. Taksit süresince bu geçerli olacak. Uygulama kapsamında 36 aya kadar günlük ödemelerin de zamanında yapılması gerekiyor. O arada bir aksilik çıkarsa biz bu yeniden yapılandırmaya tekrar başa sarmış olacağız ve bir bakıma ilk hale dönmüş olacağız. Bu önemli bir ayrıntı. Vatandaşların dikkat etmesi gerekir."
Taksit uygulaması
Ödemelerin zamanında yapılmasının önemini vurgulayan Bakan Babacan, taksitlerle ilgili "küçük toleranslar" getirdiklerini de belirtti.
Babacan'ın verdiği bilgiye göre, başvuruların, kanunun yürürlüğe girdiği ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar yapılması gerekiyor. Kanunun TBMM'den ne zaman çıkacağına ilişkin kesin bir tarih vermenin mümkün olmadığına işaret eden Babacan, "Söz gelimi, aralık ayında çıkarsa, şubat ayının sonuna kadar başvurulması gerekiyor, kanun bir ay sarkarsa, başvurular mart ayının sonuna kadar yapılabilir" dedi.
Ödemelerin peşin veya taksitli yapılabileceğini anlatan Bakan Babacan, genel prensip olarak taksitler üst üste çakışmaması için 2 ayda bir taksit ödeme prensibi getirdiklerini, kurum ödemelerinin çakışmayacağını söyledi.
Toplam 36 ayda 18 taksitte ödemeler yapılabileceğini bildiren Babacan, vergi borçlarının kredi kartına taksit olarak yansıtılması imkanı da getirdiklerini açıkladı.
Bu yasa çerçevesinde ilgili kuruluşlar ile protokol yapan bankalar ve bu bankaların kartına sahip olan vatandaşlar bu uygulamadan yararlanabilecek. Ödemelere, SGK alacakları için, kanunun yürürlüğe girdiği ayı izleyen 4.aydan, diğer kurum alacakları için ise kanunun yürürlüğe girdiği ayı izleyen 3.aydan itibaren başlanacak.
Babacan, "Alacağın aslını bugüne kadar enflasyon ile getirdik; bu rakam,peşin ödeme için uygulanacak rakam. İlk ay öderse borcu kapanır. Buna taksit yapmak istiyorsa, 6 taksitte yapılacak ödemeler için bu alacağı 1,05 katsayısı ile çarpıyoruz. 6 taksit demek 12 ay demek. 9 taksitte ödeme yapacaksa 1,07k atsayısı ile; 12 taksitte (2 yılda) ödeme yapacaksa 1,10 kat sayısı, 18 taksitte (36 ay) ödemek isteyenlere ise borcu 1,15 ile çarpıyoruz. Peşin ödemek daha avantajlı olacak. Taksitlendirirken küçük katsayılarla peşin ödeme ile taksitleödeme arasında adalet sağlamış oluyoruz" dedi.
Kaynak: http://www.cnnturk.com/2010/ekonomi/genel/11/15/babacan.tarihi.mali.affi.acikladi/596517.0/index.html
23 Ekim 2010 Cumartesi
Çocuk Tişört
12 Ekim 2010 Salı
Bu senenin rengi MOR!
Her sene renk kartelalarındaki yerini daha da sağlamlaştıran morun, farklı alt tonlarıyla birlikte kullanımını, önümüzdeki aylardan itibaren sıkça göreceğiz gibi görünüyor.
Tasarım nedir?
endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanısıra bileşik bir sistem veya bunu oluşturan parçaları,
setler, takımlar, ambalajlar gibi nesneleri, birden çok nesnenin veya sunuşun birarada algılanabilen bileşimleri,
grafik sembolleri ve tipografik karakterleri içine alan ürün yelpazesinde yer alan ürünlerin kendilerinin
veya bir parçasının yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip olmak şartıyla dış görünümlerinin koruma kapsamı altına alınmasıdır.
Başvuru sahibi, tasarımı veya tasarımın uygulandığı ürünün tescilini 4 defa yenilemek suretiyle 25 yıla kadar üretme hakkına sahip olacaktır.
Kaynak: http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.falezpatent.com/documents/tasarim4.jpg&imgrefurl=http://www.falezpatent.com/Tasar%25FDm.php&h=411&w=468&sz=26&tbnid=Hvygb1cBBx7vjM:&tbnh=112&tbnw=128&prev=/images%3Fq%3Dtasar%25C4%25B1m&zoom=1&q=tasar%C4%B1m&hl=tr&usg=__WeveUDKuI9ixx2DXaqb2fOtyWD8=&sa=X&ei=0Um1TMCENtGSjAfcjNy-Aw&ved=0CDUQ9QEwAg
26 Temmuz 2010 Pazartesi
21 Haziran 2010 Pazartesi
2011 İlkbahar/Yaz Aksesuar Trendleri
Aksesuar Trendleri
2011 İlkbahar/Yaz aksesuar trendleri, Şubat ayında Fransa’da düzenlenen ModAmont ve İtalya’daki Modain Unica fuarlarında tanıtıldı. Yeni trendler, aksesuar üreticilerinin büyük ilgisini çekeceğe benziyor.
Modain Unica’daki aksesuar trendlerinde Pratiklik, Sadelik, Tazelik ve Mutluluk temaları öne çıktı.
Modain Fuarı’ndaki izlenimlere göre, 2011 yılında dünya modacılarını olumlu ve pragmacı bir trend bekliyor. Pratiklik, Sadelik, Tazelik ve Mutluluk temaları 2011 İlkbahar/Yaz’ına hakim olacak.
Canlanan doğa ve güneş enerjisi, yaratıcılık ve güzelliğin çıkış noktaları…
Mine çiçeğinin sade mükemmelliği.
Bu mükemmellik;
Düğmenin boya ve kaplamasına,
Fermuarın kumaşına,
Dar dokumaların işleme ve tonlarına yansıtılmış.
Doğallık düğmelerde de kendini gösteriyor ve genellikle saydam malzemelerden oluşturulan ürünler ön plana çıkıyor.
Şeritler, vual ve tüllerden gelen rahatlatıcı şakayık ve ayçiçeği gölgelerini oluşturuyor.
Fermuarlar, gizli kalmak yerine çizgili, doğal ya da çiçekli modellerle bir aksesuardan öte adeta bir süs gibi ortaya çıkıyor.
Zevkli bir çalışma bizi bekliyoruz.
Erma Aksesuar 21 Haziran 2010
Ertan Macit
10 Haziran 2010 Perşembe
8 Haziran 2010 Salı
Tasarım Örneği
30 Mayıs 2010 Pazar
Tasarım, Phil Jones
22 Mayıs 2010 Cumartesi
Okulumuzun adının değiştirilmesi konusunda
3 Mayıs 2010 Pazartesi
Timsah ve Daral Tiffany'de
Leman dergisinin en tanınmış karakterlerinden, Mehmet Çağçağ’ın imzasını taşıyan Timsah ve Daral bu yaz Tiffany’nin hem tişörtlerinde hem de terliklerinde olacak.
Penguen çizeri Erdil Yaşaroğlu da Mavi Jeans için tişört tasarladı.
Bir zamanlar tişörtlerin üzerini Bart Simpson ya da Garfield gibi yabancı çizgi karakterler süslerdi. Birkaç yıldır, buraların mizah dergilerinde ünlenen karakterleri de özellikle gençlerin tişörtlerinde görülür oldu: Kötü Kedi Şerafettin, Bezgin Bekir, Marlon vs. Bu yaz da Tiffany tişörtlerinin üstünde Mehmet Çağçağ’ın çizdiği Daral ve Timsah’ını göreceğiz.
Üstelik onlar sadece tişörtlerde değil, terliklerde de çıkacak karşımıza.Türkiye’nin en popüler çizerlerinden Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem de Mavi Jeans için tişörtler tasarladı. Onlar da mayıs sonundan itibaren satışa sunulacak.
“Oğlum da çok meraklı ama her şeyin kıllısını tasarlıyor”
Mehmet Çağçağ- Tiffany için tasarladığım tişörtlerde Timsah, Daral ve Kozalak karakterlerim var. Timsah bir “Turkish Casanova”, çapkın. Türkiye’de flörtün bile zor olduğu 80’li yıllarda, flörtün ötesinde bir karakter olarak ortaya çıktı. Bu nedenle herkes bütün hikayelerini izliyordu. İzmir için bir Timsah tişörtü tasarladım. Üzerinde “İzmir temsilcisi” yazıyor. Yani bu tişörtü giyen, Timsah’ın İzmir temsilcisi oluyor. Kozalak karakteri de çok ilgi gördü. Recep İvedik gibi biri. Bu tişörtleri erkeklerden çok kızlar alıyor. Mesela Daral kızların çok sevdiği bir karakter. Çünkü kızların dertlerini dinliyor, sıkıntılarını paylaşıyor. Daha önce Leman dergisinin Bezgin Bekir’i, Kötü Kedi Şerafettin’i de tişörtlerde vardı. Bazen bir tişört için dört saat düşünüyorum, bazen de yolda yürürken bir anda aklıma süper bir fikir gelebiliyor. Karakterlerin hepsi çok ilgi görüyor. İnsanların yıllardır okuduğu, sevdiği ve üzerlerinde taşımak istedikleri karakterler bunlar.-7 yaşındaki oğlum Güneş de çok meraklı tişört tasarımına. Ama her şeyin kıllısını tasarlıyor. Kıllı dondurma, kıllı pilav… İnsanlar yerken içinden kıl çıkması çok komikmiş. Ayrıca birlikte dikenli, çakıllı tarlalarda dolaşmayı çok severiz. Bitkileri otları, böcekleri, doğayı çok seviyor. Pahalı oyuncakları sevmiyor, şanslıyım. Taş toplamayı da çok seviyor. Arabanın içi çakıl taşları ve ağaç kavukları dolu.
“Kendi karakterlerimden, komik durumlarda hayvan figürleri çizdim”
Erdil Yaşaroğlu-
Selçuk Erdem’le birlikte Mavi Jeans için tişört tasarladık. Bunlar mayısın sonlarında piyasaya çıkacak. Tişörtlerde görsel esprilere yöneldim. Kendi karakterlerimden komik durumlarda çeşitli hayvan figürleri kullandım. Ayrıca balonlu karikatür esprileri de olacak. Sadece karikatür değil, benim çizgilerimle farklı tasarımlar yer alacak tişörtlerde. Defilede sadece iki tanesi tanıtıldı şimdiye kadar.-Bir-iki saatte çizimi tamamlıyorum. Ama ne çizeceğim fikri bazen 15 dakikada da gelebiliyor, bir hafta düşündüğüm de oluyor. Tişört tasarlamak çok zevkli. Bu işi tamamen keyif için yaptım. Karikatürist olarak farklı mecralarda yer almak, daha çok insanın çizimlerimi görmesi hoşuma gitti. Kız-erkek herkesin ilgisini çekecek tişörtler bunlar.-Karikatürlerden, çizimlerden oluşan tişörtler Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladı. Hep yabancı karakterler giyip duruyoruz. Ama artık özellikle de bizim kültürümüzü içeren motifler, espriler ilgi görmeye başladı.-Penguen dergisi olarak yaptığımız tasarımlarımız da var ama biz bunları piyasaya sürmüyoruz. Fuarlarda ve internette satıyoruz.
1 Mayıs 2010 Cumartesi
Berr-In 2010 İlkbahar - Yaz Sezonu
Bora Aksu ve Mavi Jeans IMA öğrencileri ile
11 Nisan 2010 Pazar
Profesör anne, aşırı terleyen oğulları için teri hapseden kumaş üretti
Tekstilciler ilgileniyor
PROF. Nuray Uçar, “İpliği, örülebiliyor mu diye inceledik. Emme oranını ayarlayabiliyoruz. Emme oranı, yüzde 70-80’e kadar çıkabiliyor. Ama yüzde 30-40’ta tutmak gerekir. Kumaş, en konforlu forma ulaştırılmalı. Firmalarla temas halindeyiz. Kumaşı son kullanıcıya hitap edebilecek forma, firmalar sokacak” diyor.
28 Mart 2010 Pazar
26 Mart 2010 Cuma
Sektörel Tasarım
21 Mart 2010 Pazar
2010 Yaz Tasarım Örnekleri
9 Mart 2010 Salı
TEKSTİLİN GELECEĞİ “NANO”DA
6 Mart 2010 Cumartesi
Grafiker ve Tasarımcı
eline boş bir kağıt ve kalem alıp,
kendi çizgi ve metinleriyle, içinden gelen ve/ ve ya kendisinden isteneni dışa vurabilendir.
Bu icraatı gerçekleştirebilmek için, kağıt, kalem ve ya bilgisayar gibi enstrümanlar kullanabilir.
Doğaldır ki öncelikli olarak bunun için meziyet gerekmektedir.
Bu meziyete sahip olmayan kişi ise maalesef bilgisayar işçisidir.
Ve yapacağı işi bilgisayarı ve kullandığı program belirler.
Önemli olan bilgisayar işçisi olmak değil, bilgisayarı kendi işçimiz yapabilmektir.
Tuğba Kurt
Grafiker&Tasarımcı
21 Şubat 2010 Pazar
Tekstilde çöküş
Teşvikler lafta, krediler yetersiz kaldı. 200 bin kişi işini kaybetti.
Sektör, can çekişiyor.
Tekstil ölüm döşeğinde AKP hükümeti krizi yönetmekte başarılı olamadı.
Vaat edilen teşvikler zamanında verilmedi, krediler yetersiz kaldı ve can çekişen tekstil sektöründe 200 bin kişi işini kaybetti
Haber:Sümeyra YILMAZ
Türkiye ekonomisinin lokomotifi durumda olan tekstil sektöründe hala kriz yaşanıyor.
En çok istihdam yaratan sektörlerin başında gelen tekstil sektöründe yaşanan sorunlar nedeniyle Türkiye’nin en büyük sorunu olan işsizlik sorunu da büyüyor.
Tekstil sektöründe ve sendikalar arasında en yüksek üyeye sahip TEKSİF Sendikası Genel Başkanı Nazmi Irgat, Türkiye’deki işsizlik sorununun tek çözümünün tekstil sektörünü ayağa kaldırmak olduğunu belirtirken, sektörde yüzde 50’ye varan istihdam daralması yaşandığına dikkat çekerek, “Hükümet uyarılara rağmen tedbir almakta çok gecikti.
Yeni teşvik sistemi yaratılmalı” diye konuştu.
Irgat yürütülen tarım politikasının da sektörü olumsuz etkilediğini belirtti.“200 bin kişi işini kaybetti”
Türkiye’de ekonominin iyileşmesi için tekstil sektörünün önemine dikkat çeken Türkiye tekstil örme ve Giyim Sanayi işçileri Sendikası (TEKSİF) Genel Başkanı Nazmi Irgat,
kriz döneminde sektörde gayri resmi rakamlara göre 200 bin kişinin işini kaybettiği söyledi. Irgat, tekstil sektöründeki sorunların hala devam ettiğini belirterek, iktidarın tedbir almakta geç kaldığını söyledi.
Irgat Hükümet tarafından yayınlanan teşviklerin istihdam yaratmakta yetersiz olduğunu ifade ederek şunları söyledi; “Sektörde yüzde 50 oranında bir daralma oldu. Hükümetin gecikmeli bazı teşvikleri yayınlaması istihdama hiç yansımadı. Hükümet tarafından yayınlanan büyüme oranlarının da istihdama yansımadığını gördük. Krizle beraber istihdamın en fazla daraldığı sektör de tekstil sektörü oldu.
TEKSİF Sendikası Genel Başkanı Nazmi Irgat, Türkiye’deki işsizlik sorunun tek çözümünün tekstil sektörünü ayağa kaldırmak olduğunu belirtirtti.“Pamuk politikası yenilensin”
Türkiye’de tarım politikasını da eleştiren Irgat, Türkiye’nin kendine yeten pamuk üretimi bulunurken IMF ve Dünya Bankası yönlendirmeleri ile pamuk ithal eden bir ülke haline geldiğini söylüyor. Irgat, pamuk politikasının yeniden düzenlenmesinin gerekliliğine dikkat çekerek şunları ifade etti; “IMF ve Dünya Bankası yönlendirmeleri ile tarımda çalışan nüfusun azaltılması varsayılarak insanların üretim dışı bırakılması işsizliği artırdı. Oysaki daha önce 900 bin tona ulaşan pamuk üretimi 450/500 bin tona düştüğü görülüyor. Tüm dünyada ve AB ülkelerinde tarımda teşvik varken Türkiye’de acımasızca üretilmeyen boyutuna destek verildi. Dolayısıyla daha önce var olan pamuk Türkiye’ye yeterken şu anda dövize dayalı ithal pamuk kullanır duruma geldik.
Pamuk ana maddedir.
Pamuk, sanayi ana maddesi olduğu için Türkiye’nin lokomotif sektörü tekstilin hammaddesi olması nedeniyle pamuk politikası yeniden ele alınmalıdır.
Hem tarımda çalışan insanlar zarar görüyor hem de sanayideki artı değer katkısı ortadan kalkmış oldu.”
Yeniçağ Gazetesi 14 Şubat 2010 Pazar