25 Mayıs 2011 Çarşamba

TurkiyeAyakkabi.com

İletişim araçları tarihin gelişimine bağlı olarak zamanla çok büyük değişimler geçirmiş. Tarihsel kayıtlara bakıldığında insanların birbirlerine iletmek istedikleri mesajları önce çok ilkel yollarla; örneğin mağara resimleri ve dumanla haberleşme, vb. daha sonra da yazının keşfedilmesiyle nispeten daha modern yollarla ilettiklerini görüyoruz. Çağımızda ise artık teknolojinin başdöndürücü bir hızla gelişmesiyle önce telgraf, telefon daha sonraları ise televizyon ve bilgisayarın keşfiyle yepyeni bir boyut kazanmıştır. İşte internet de bu gelişmenin geldiği en son aşama.

Bizim, ayakkabı sektörü olarak maalesef teknolojiyi yeterince takip ettiğimiz ve uyguladığımız söylenemez. Böyle bir ortamda TurkiyeAyakkabi.com gibi portalların sektöre öncülük etmesini şahsen çok önemsiyorum. Bunun için de bundan böyle 15 günde bir yazılarımla bir söyleşi niteliğinde sizlerle burada buluşacağım.

"Ayakkabı" kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde "Genellikle sokakta giyilen ve altı kösele, lastik vb. dayanıklı maddelerden yapılan giyecek, başmak, pabuç" olarak tanımlanıyor. Yeryüzünde yaşayan her insan, kendi yaşadığı iklimsel , coğrafi, kültürel, sosyal ve ekonomik şartlara göre değişkenlik gösterse de mutlaka bir çift ayakkabı giymekte. Ve ayakkabılar diğer giyim eşyalarından farklı olarak insanın üzerinde taşıdığı değil, insanı üzerinde taşıyan bir ürün. Durum böyle olunca ayakkabıda dayanıklılık kalite anlayışının en önemli maddesi olarak önümüze çıkıyor. Ayrıca insan ihtiyaçlarının ön planda olduğu ilk çağlarda olmayan bir kavram olan "moda" günümüzde toplumların giyim şekillerinin oluşmasında en büyük etken. Ayakkabı üretimi günümüzde bu iki kavram olmadan anlaşılamaz.

Ayakkabıya iktisadi bir ürün olarak baktığımızda ise şunu görüyoruz. İnsan ihtiyaçları sonsuz ama bu ihtiyaçları karşılayacak kaynaklar sınırlı. Üstelik yeryüzündeki insan sayısı gitgide artıyor; buna karşın kaynaklar gitgide azalıyor. Ayakkabı da bir ihtiyaç maddesi olarak sınırlı kaynaklardan üretilmek zorunda. Geçmişten farklı olarak, ulaşım ve iletişim imkanlarının günümüzde çok ileri boyutlara ulaşmasıyla lojistik ve enformatik problemlerin minimuma inmesi neticesinde moda kullanımıyla ekonomi globalleşti. Bu öyle boyutlara ulaştı ki bugün örneğin bir İngiliz firması Fas'taki bir firmaya satacağı malları bir Türk firmasına sipariş verebiliyor ve o Türk firması da bu malları Mısır'da ürettirip Fas'a yollayabiliyor. Böyle bir ticarette ne malı satan ne de alan son ürünü görüyor.

Aykut Büyükekşi

KAYNAK: www.turkiyeayakkabi.com

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Tekstil Meslek ve Yarınsızlık




Günlerdir elim tuşlara gitmiyor.
Bize ait, bizim dönemimize ait, anılarımıza ait ne varsa AKP iktidarı döneminde bir bir elimden, beynimden alındığını görüyorum, hiç bir şey yapamıyorum.
Tarabya'da geziyorum. Bana ait hiçbir şey kalmamış. Parsellenmiş, talan edilmiş.
Ortaokulu okuduğum Akatlar'daki benim dönemimdeki adı Levent Lisesi olan okulumun TOKİ tarafından alınarak yıkılacağını ve yerine oranın rantına uygun bir bina yapılacağını öğreniyorum. Neymiş burası sayesinde başka yerlerde yüzlerce okul yapılacakmış. Kuleli Askeri Lisesi'ni de yıkın. Kıymetli arazi; binlerce okul yaparsınız başka yerlerde...
Arkadaşlarla konuşuyorum. "Pilav günümüz var, gelecek misin?" diye soruyorlar.
Sanki bende pilav yiyecek ağız ve tat kalmış gibi.
Düşünüyorum; ulan diyorum sıra lise yıllarımın geçtiği Tektil Meslek Lisemde.
Yedirirler mi oğlum diyorum sana bu okulu. Cevizlibağ'ın göbeğinde ki bu devasa arazi AKP ve kankası TOKİ'nin gözünden kaçar mı?
Nasıl koruyabilirim okulu mu?
Tekstil'e çaput bezi diyen hükümetin başına göre bu okul da çaput bezini imalat edenlerin yetiştirildiği gereksiz bir eğitim ve öğretim yuvasından ibaret değil mi?
Yakışmaz mı oraya güzel bir rezistans mı residence mi neyse ondan.
Önce okulun adını aldılar bizlere sormadan.
Şimdi de kendini alacaklar bizlere sormadan.
Otuz sene evvel o okulun bahçesine diktiğimiz çam fideleri şu an orman oldu!
Benle mi diktin onları AKP? TOKİ?
Benle dikmediğine göre bensiz de yıkamazsın!
Yıkacaksak beraber yıkacağız.
Evet Tekstil Meslek Lisesi pilav gününe katılacağım.
Ve Mezunlar Derneği başkanıma soracağım: "Biz pilav yemekten başka ne yapabiliriz?" diye...
yapılacak çok şey var!
Konuşacağız.
Aklıma gelmişken arkadaşlar dikkat etmek lazım burası İstanbul.
Okulunu ve sana ait olan tüm değerlerini koruman lazım.
Boru mu bu karşında koskoca AKP ve onun başı var!
Bugün okulunu çizerler yarın seni.
Ne diyor reklamlarda?
"Kızım çantana dikkat et burası İstanbul"
Ağız tadında nice pilav günlerine, yarınsızlık olmaması dileklerimle.

Sabih Samur