Sn. Sabih Samur;
Öncelikle firmamız Dimes’e göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederiz. “Soframıza koymayacağımız meyveyi işlemeyiz ve çocuğumuza içirmeyeceğimiz ürünü üretmeyiz” prensibiyle hareket eden, tamamıyla yerli sermayeli bir Türk markası “Dimes” olarak, tüketicilerimize her zaman en iyisini, en kalitelisini ve en sağlıklısını sunmak için çalışıyor ve son teknolojiyle donanmış modern tesislerimizde, hiçbir koruyucu katkı maddesi kullanmadan üretim faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Dünya standartlarında üretim yapan Dimes, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerine sahip bulunmaktadır. Bu standartlara uyumluluk uluslararası bir şirket olan DNV (Det Norske Veritas) kuruluşu tarafından denetlenmekte ve onaylanmaktadır.
Bununla birlikte, konusunda Türkiye’nin en büyüğü olan Dimes’in üretim tesisleri, kendi ülkelerinde benzer yatırımları yapacak olan yabancı yatırımcılara, ‘örnek tesis’ olarak gösteriliyor, gezdiriliyor…
Şirketimize bildirmiş olduğunuz beğeniniz için çok teşekkür ederiz. Tüketicilerimizin geri bilgilendirmesi ile daha da ileriye gideceğimizin farkındayız.
Siz sayın tüketicilerimize her zaman en yeniyi ve en kaliteliyi sunmaktan gurur duyduğumuzu ve sizlerden gelen her türlü bilginin bizi daha da iyiye götürdüğünü biliyoruz. Desteğiniz ve geri bilgilendirmeniz için teşekkürler.
Dimes’le sağlıklı ve mutlu günler dileriz.
Saygılarımızla,
Dimes
Müşteri İlişkileri Yönetimi
16 Haziran 2009 Salı
DİMES'ten Merhaba
Made in Türkiye
Dimes'in "Turkey" yerine "Türkiye" yazarak dik durması,
takdir edilecek bir davranıştır.
Teşekkürler DİMES.
Sabih Samur
takdir edilecek bir davranıştır.
Teşekkürler DİMES.
Sabih Samur
13 Haziran 2009 Cumartesi
Satışlar yüzde 50 azaldı
ALANYA Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ahmet Sert, esnafın ayağını yorganına göre uzatmasını istedi.
2009 turizm sezonunun açıldığını anlatan Sert, sezonun ortalarına gelinmesine rağmen piyasaların hareketlenmediğini dile getirdi.
Esnafın stoklu çalışmaması gerektiğini belirten Sert,
''Dünyada yaşanan küresel kriz, etkisini her geçen gün biraz daha hissettiriyor. Sezon umduğumuz gibi gitmiyor. Tüm sektörler krizden etkilendi. Restorancısı, butikçisi, sanayicisi ve turizmcisi, kısacası herkes krizde. Yaptığımız araştırmalara göre işletmelerin satışlarında geçen yıla göre yüzde 50 oranında azalma var. Biz oda olarak üyelerimize ancak yol gösterebiliyor ve onların sıkıntılarını mülki amirlere iletebiliyoruz'' dedi.
Kaynak: Yeni Alanya Gazetesi
10 Haziran 2009 Çarşamba
Organik Tekstil Nedir?
Organik ürün; yetiştirilme süreçlerinde herhangi bir kimyasal kökenli madde ile takviye edilmeyen ve insan sağlığını bu yönüyle tehdit etmeyen ürün anlamına geliyor. Normal koşullarda üretilen tekstil ürünlerinin ise üretim, kullanım ve yok edilme esnasında her zaman çevreye ve insana zarar verme ihtimali var. Bunu engellemek için üretilen organik kökenli ürünler, gelecekte önemli bir sektör yaratılacağının sinyallerini veriyor.
Bu yeni ve doğa hassasiyetine vurgu yapan anlayış “etik moda” olarak adlandırılıyor ve etkisi her geçen gün artıyor. Son zamanlarda oldukça sık konuşulan bu kavram, giydiğimiz kıyafetleri, kullandığımız tekstil ürünlerini üreten insanları ve çevreyi dikkate alarak, ürün tercihlerini belirlemek anlamına geliyor. Etik modayı takip edenler, aldıkları bir elbise, ayakkabı ya da pantolonun; nerede, nasıl ve kim tarafından, hangi koşullarda yapıldığını düşünerek karar veriyor. Söz konusu tüketici grubunda, çevreci yaklaşımın yanında ürünlerin yumuşaklığı da tercih nedenlerinin başında geliyor. Organik tekstil ürünleri, diğer ürünlere nazaran çok daha yumuşak ve bu özelliğini sürekli olarak koruyabiliyor.
Kaynak: KobiFinans Dergisi 14. Sayı
Bu yeni ve doğa hassasiyetine vurgu yapan anlayış “etik moda” olarak adlandırılıyor ve etkisi her geçen gün artıyor. Son zamanlarda oldukça sık konuşulan bu kavram, giydiğimiz kıyafetleri, kullandığımız tekstil ürünlerini üreten insanları ve çevreyi dikkate alarak, ürün tercihlerini belirlemek anlamına geliyor. Etik modayı takip edenler, aldıkları bir elbise, ayakkabı ya da pantolonun; nerede, nasıl ve kim tarafından, hangi koşullarda yapıldığını düşünerek karar veriyor. Söz konusu tüketici grubunda, çevreci yaklaşımın yanında ürünlerin yumuşaklığı da tercih nedenlerinin başında geliyor. Organik tekstil ürünleri, diğer ürünlere nazaran çok daha yumuşak ve bu özelliğini sürekli olarak koruyabiliyor.
Kaynak: KobiFinans Dergisi 14. Sayı
Etiketler:
KobiFinans Dergisi,
Organik Tekstil,
Sabih Samur
8 Haziran 2009 Pazartesi
ITM 2009, çok önemli bir misyonu yerine getirecektir
Katılımcı ve ziyaretçilerin, bir sektörel fuardan beklentilerini en başarılı şekilde karşılayan ITM Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarları'nın üçüncüsünü, 2009 yılında TEKNİK Fuarcılık olarak; TÜYAP, TEMSAD ve TTSİS işbirliğiyle yapıyoruz. Dünya çapında tekstil sektörüne yönelik fuarlarda ciddi bir yavaşlama yaşanırken, Türkiye'de gerçekleştirdiğimiz ITM Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarları’nın, Avrupa fuarlarının da önüne geçebileceğini gördük. Avrupa'daki fuar katılım ücretlerinin yüksek olması, Avrupa tekstilinin her geçen gün daha hissedilebilir bir sektörel daralma yaşaması, tekstil üretiminin bu bölgeden farklı bölgelere doğru yönlenmesi gibi faktörler, Avrupa'daki fuarların cazibelerini kaybetmelerine neden oluyor. Bu da doğal olarak ITM Fuarlarımızı her geçen gün daha da avantajlı kılıyor.
Coğrafi açıdan Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri, Balkanlar ve Avrupa'ya yakınlığımız bize fazladan büyük avantajlar sağlıyor. Mesafe açısından Türkiye'nin yarattığı maliyet çok daha azdır; karayoluyla bile Ortadoğu, Doğu Avrupa ve birçok Avrupa ülkesine kolay ulaşım mümkündür. Böyle bir merkezi noktada yapılan bir fuar bize göre, gelecekte çok daha iyi bir gelişmişlik ve talep edilebilirlik düzeyine oturacaktır. Bizim hedef pazarlarımız bellidir. Öncelikle Ortadoğu'nun, Türki Cumhuriyetlerin ve Balkan ülkelerinin tamamını hedeflemekteyiz. Hedef ziyaretçilerimizin büyük çoğunluğu da zaten daha çok bu bölgelerden gelmektedir. Bunun yanı sıra biz, Uzak Doğu ülkelerinden de yoğun ziyaretçi ve katılımcı olacağına inanıyoruz.
Makinesini satmak isteyen üreticilerin katılacağı fuar, Tekstil Ülkesi Türkiye'de yapılacak Tekstil Makineleri Fuarı'dır.
Türkiye, fuarcılık anlamında bu bölgenin kalbidir. Türkiye, Avrupalı ve Türk üreticilerin makinelerini en güzel biçimde sergileyebilecekleri, çalıştırabilecekleri, bölge ülkelerden gelecek ziyaretçileri en iyi şekilde ağırlayabilecekleri en rahat, en ucuz, en kolay ve en güzel ülkedir. Bu, uzun yıllar daha böyle devam edecektir. Makinesini satmak isteyen üreticilerin katılacağı fuar, Tekstil Ülkesi Türkiye'de yapılacak olan Tekstil Makineleri Fuarı'dır; ITM Fuarları da bunu açıkça kanıtlamıştır. ITM Fuarları, bu coğrafyada yer alan ülkelerin yatırımcılarının, sanayicilerinin, üreticilerinin en kolay ulaşabileceği ve en problemsiz fuar atmosferini yakalayabileceği fuarlardır.
Şu da unutulmamalı ki tekstil dünyasında rekabet hızının alabildiğine arttığı bir süreçte, yatırımcıların varlıklarını ve başarılarını sürekli kılmalarındaki kilit nokta, dünya standartlarını yakalamak ve bu standartların sürekliliğini sağlamaktır. Türk tekstil sektörünün gelecekte zirveye yerleşmesi ve ITM 2009'un çok daha başarılı geçmesi için, Türkiye'nin konusunda uzman isimleri TEKNİK Fuarcılık, TÜYAP, TEMSAD ve TTSİS olarak güçlerimizi birleştirdik. Bu doğrultuda ITM 2009 Fuarı'nın, daha fazla katılımcı, daha fazla ziyaretçi ve daha fazla yatırım olanağı sağlaması adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnanıyoruz ki bu beraberlik, gerek Türk tekstili adına, gerekse dünya tekstilini hareketlendirmesi adına çok önemli bir misyonu yerine getirecektir.
5 Haziran 2009 Cuma
Yeni fabrikalar kuralım ama kurulanları da batırmayalım
Talep olmadan yatırım yapılmaz. Üretim yapılmaz. İstihdam olmaz. Talep denilen şey iç taleptir. Dış talep, ihracattır.
İçeride halkın satın alma gücü olmadığından talep yoksa, dışarıya ihracat yapılamıyorsa, kurulu tesisler ürettiğini satamıyorsa, kimse yatırım yapmaz, üretim yapmaz, işçi çalıştırmaz.
Kısa dönemli sorunumuz iç talebi canlandırmak, ihracatı teşvik tedbirlerini araştırıp bulmak ve uygulamaktır.
Gelelim teşviklerin amacına... Eskiden beri her hükümet yatırımları teşvik için tedbirler açıklar, uygular. Yatırımlar için getirilen teşvik tedbirinin amacı girişimciyi (1) Ülke için önem taşıyan üretim konularında ve geri kalmış yörelerde yatırım yapmaya özendirmektir. (2) Büyük ölçekli yatırımlar gerçekleştirmesini, daha çok insan çalıştırmasını teşvik etmektir. (3) Bu nedenle de girişimciye belli maddi imkânlar verilir. Arsa verilir. Vergi muafiyeti verilir. Ucuz girdi verilir.
Daha önce uygulamaya konulan teşvik paketinin süresi dolduğundan hükümetin yeni paket hazırlaması gerekiyordu. Bu arada küresel kriz başka ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de üretimin ve istihdamın gerilemesine neden oldu.
Eskiler işlesin, yeniler gelsin
Sayın R.T. Erdoğan’ın açıkladığı yeni teşvik paketinin 2 farklı açıdan değerlendirilmesi gerekir. (1) Yeni paket kriz nedeniyle üretim ve istihdamdaki gerilemeyle ilgili olarak neler getirmektedir?
(2) Yeni paketle getirilen, orta ve uzun vadede sonuçları alınacak yeni teşvik sistemi ekonomik büyümeye nasıl katkıda bulunacaktır?
- Yeni fabrikaların kurulmasını teşvik ederken eskilerin sorunlarını görmezden gelemeyiz.
Kriz nedeniyle çok sayıda kurulu tesiste üretim geriledi. İstihdam geriledi. Bu tesisler çökerse, sadece sahipleri değil, ülke ekonomisi de büyük zarar görür: Bu tesisler desteklenirse kısa sürede üretim ve istihdam artışı sağlanabilir. Teşvik paketinde krizden olumsuz etkilenen kurulu fabrikaların sorunlarının ihmal edildiği görülüyor.
- Uzun süredir getirilen ve KOBİ’lerin yararlanabileceği kredi garanti fonu dışında kurulu tesisler için getirilen yeniş teşvik tedbiri yok.
Acaba bu işin faturası büyük mü?
(1) Mesleki eğitim kurslarının ve de geçici istihdam sağlanacaklarının faturası İşkur’daki İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.
(2) Kamunun sağlayacağı geçici istihdamın faturası da belki bu fondan karşılanacak. Bu fondan karşılanmazsa bütçeye “hazmedilebilir” yük getirecek.
(3) Tekstilde taşınma olursa (ki çok sayıda olmayacak) bu teşviğin faturası bu yıl bütçesine küçük bir yük getirir.
(4) Yeni yatırımlar ancak 2 - 3 yıl sonra devreye girebilir. Kaldı ki yeni yatırımlar üretime başlayınca, yaratılan değerler dolaylı olarak vergi gelirlerini artırır.
Bunlara verilecek teşvikler o yılların bütçesine büyük yük getirmez.Özet ile bu teşvik paketinin kısa sürede bütçe üzerinde olumsuz bir baskısı olmayacaktır.
Güngör Uras
Milliyet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)